24 Temmuz 2013 Çarşamba

Benim Cinsim Sokak Köpeği!

 Ben bir sokak köpeğiyim, hani o pis deyip aşağıladığınız cins köpekleri tercih edip yardım bekleyenleri es geçip kenara attığınız köpeklerden... Bu zamanlarda barınak diye adlandırılan ve insanların ziyaret etmeye üşendiği o yerde bir sürü bir umuttur bekleyen köpeklerin yaşadığı yerdeyim. Evet bende 1 şans istedim, kimse benim gibi iğrenç bir sokak köpeğine o şansı layık görmemişti. İnsanların gözü cinsten başka bir şey görmek bilmiyor. Tatlıdır diye alınan ama büyüyünce sokağa atılan köpeğim ben. Hiç siz insanlar bir sokak köpeğinin barınaktan kurtarıldıktan sonra neler yaşadığını düşündünüz mü ? Hiç hayatının nasıl değiştiğini düşündünüz mü ? Ben düşündüm bu hissi yaşamalarını istediğim bir sürü arkadaşım var.

Bir sokak köpeğini biri sahiplendiği vakit o köpek yeni sahibine minnet duyar ve karşılıksız sevgiyi sahibine aşılar. Eski günleri ve şimdiki günlerini düşünür. Sırf birazcık sevgi istediği için sokağa atıldığı ve kaç yıl bekledikten sonra bir yuvaya sahip olduğu anları düşünür. Birazcık demeyeceğim fazlasıyla mutlu olur. Çünkü birinin, yeni sahibinin ona sevgiyi bahşedeceğini düşünür, bilir. Hayatta yeni doğduğunu düşünür, yeni bir başlangıç yapar hayata. Yeni sahibine fazlasıyla bağlanır, insanlar anlamasa da sahibine “seni asla bırakmayacağım, hep yanında olacağım” der. Cins köpeklerin yaşadığı hayattan farklı olacak ama… Neden mi ? Çünkü o bir sokak köpeği. Cins değil, sokakta gezerken insanlar yüzüne bile bakmayacak, insanlar nasıl der “cinslerin verdiği güzelliği yaratamayacak” belki ama en azından onu barınaktan yada sokaktan kurtaran sahibi onu bir dost olarak kabullenecek.

Ben bunları düşüne dururken köpeğine eş arayanlar, çiftleşmesi gerek vs. diyen insanlar, bir kez analık-babalık duygusu yaşamaya hakkı var diyen insanlar, yavrusunu göreyim diyen insanlar var. Çok gördüm ben… Köpeklerin annelik-babalık duyguları yoktur. Sırf insanlar böyle yavrularını göreyim vs. diye diye yavruları gördüler ama barınakların ne halde olduklarını göremediler. Bile bile yapan insanları da hiç sevmiyorum. İnsanlar ne diyordu “hayvansever” mi ? Hah benim bahsettiğim bu bile bile yapan insanlar hayvansever değil! Kim gelipte gördü barınağı ? Ben barınaktan evlat edinilmiş bir köpek olarak şunu diyebilirim her gün, her hafta cins olsun kırma olsun bir sürü köpek geliyor barınağa… Neden ? İşte bu yavrusunu göreyim vs diyen insanlar yüzünden… Sen insanoğlu gördün ama o görmek istediğin yavrular bilinçsiz insanlar yüzünden sokağa atıldı, barınağa bırakıldı… Aralarında kaç tane cins…

Hani insanlar cins istiyor ya… Bir sürü para verip alıyor. Barınakları ziyaret etseydiniz para verip aldığınız o cins köpekleri de görürdünüz bütün o köpeklerin arasında… Ama insanların istediği köpek kusursuz olmalı. Yavru olmalı, cins olmalı, secereli olmalı, Golden retriever olmalı. Siz insanoğluna tek şunu diyorum; “her köpek kusursuzdur, kırma-cins fark etmez size aynı sevgiyi verir, sizi aynı şekilde karşılık beklemeden sefer, sizin için canını bile verir! Ama bu sevgiye layık olmayan bir insan olduktan sonra arayın arayın cins. Bakmayın barınağa… zaten kim gidipte barınağı ziyaret edeyim demişti ki…?”

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Bir Evin İçinde Evcil Hayvan Ve Çocuk

Aylardır büyük bir heyecanla beklediğiniz bebeğiniz dünyaya geldi, evin içinde bir de yıllardır evinizin bireyi olan evcil hayvanınız var. En kritik dönemleri nasıl atlatacağım diye düşünürken meğerse en kötü günler bebeğinizin hareketlenmesi ile başlayacakmış. Evcil hayvanınız bir süredir bebeğin varlığından haberdar ama onu yerlerde sürünürken ilk defa görüyor. Hatta bu yeni misafirin hayatını karartacak bir etken olduğunun farkında bile değil. Biri canınızdan çok sevdiğiniz çocuğunuz diğeri yıllardır evinizin var geçilmez bireyi, ilk göz ağrınız, evcil hayvanınız. Şimdi iki düşman karşı karşıya, biri onun yaşamını zorlaştırıyor, diğeri ise her an bu zorlu duruma sert bir karşılık verebilir. Peki, bu durum kötü bir sonuç çıkana kadar hep böyle mi devam edecek? Bu strese ne kadar dayanabilirsiniz? Bu durumun bir çözümü yok mu? Her şeyde olduğu gibi sabırla ve sevgiyle bununda üstesinden gelmek mümkün.
Çocuğun gelişim süreci süresinde her gün bir yetişkin ona, evcil hayvanlara nasıl davranılması gerektiğini öğretmelidir. Bebeklerin evcil hayvanların oyuncak olmadığını ve onlarında canının yanabileceğini öğrenmesi gerekir.
Bir çocuk hayvan karşısında sahip olduğu gücü ve ona verebileceği zararları iyi anlamalıdır.
Bir çocuk kendi etrafında hareket etmeye başladığı günden itibaren evdeki evcil hayvanlar ile uygun şekilde iletişim kurmanın yolunu öğrenmelidir. Çocuklar evcil hayvanınızı, onun oyuncaklarını, yemeklerini, su ve tuvalet kabını da içeren çevrelerindeki her şeyi incelemek ister. Bebeklerin, evcil hayvanın üzerine bastığında, atladığında, teklemeliğinde, vurduğunda, çimdiklediğinde ya da çekiştirdiğinde, ısırıldıkları zaman karşılaşacakları acı konusunda hiçbir fikirleri yoktur. Çocuklar, uyuyan evcil hayvanın kulağının dibinde bağırarak uyandırmak veya ona hiç huzur vermeden sürekli kovalamaktan zevk alabilir.
‘Çocuğunuzun kedi veya köpek rolü oynadığı küçük oyunlarla ona durumu anlatmanız daha kolay olabilir. ‘

Çocuğun gelişim süreci süresinde her gün bir yetişkin ona, evcil hayvanlara nasıl davranılması gerektiğini öğretmelidir. Bebeklerin evcil hayvanların oyuncak olmadığını ve onlarında canının yanabileceğini öğrenmesi gerekir. Sabırla anlattığınız uzun saatlere karşın onlara sadece ne yapmamalarını söylemek yeterli olmayabilir. Çocuklara hayvanlara nasıl bir ölçüyle ve vücudunda nerelere dokunması gerektiği özenle gösterilmelidir. Bir hayvan uyurken, dinlenirken, yemeğini yerken veya en sevdikleri oyuncakla oynarken ya da onu çiğnerken dokunmamaları gerektiği öğretilmelidir. Hayvanlar rahatsız oldukları şeyden kaçarlar, çocuklar ise bu kaçışı kovalama eğilimindedir, evcil hayvanın özgür kalmak istediği anlarda çocuğunuzu frenleyin. Bir çocuk hayvan karşısında sahip olduğu gücü ve ona verebileceği zararları iyi anlamalıdır. Çocuğunuzun kedi veya köpek rolü oynadığı küçük oyunlarla ona durumu anlatmanız daha kolay olabilir.
Eğer bebeğiniz iş birlikçi değilse, evcil hayvanınızı en azından çocuk kendi üzerindeki kontrolü geliştirene kadar uzak tutmanız daha uygun olacaktır. Biliyoruz çok zor olacak ve bu ayrılık her ikinizin de çok hoşuna gitmeyecek ama onu belli bir süre başka bir evde misafir edebilirsiniz. En sabırlı ve en hoşgörülü hayvanın bile bir kırılma noktası vardır. Genelde çocuklar ve hayvanlar iyi bir karışımdır ve bazen çocuğunuzun daha tutarlı davranışlar sergileyecek kadar beklenebilir. Hayvanlara karşı aşırı ve tekrar tekrar kötü davranışlar sergileyen bir çocuk için bir danışmana ihtiyaç var demektir. Bir evcil hayvan sahibi olmak bir ayrıcalıktır ve hayatınızda oluşacak her durumun bilinçli olarak aşılması ve planlanası gerekmektedir.